İletişim veya yutkunma bozuklarının tanısının kim tarafından konulduğunu öğrenmek istiyor musunuz? Böyle bir tanı neden saatlerce sürebilecek kapsamlı bir değerlendirme gerektiriyor diye mi düşünüyorsunuz? Böyle bir değerlendirme sonucu yazılmış bir rapor aklınızı mı karıştırdı?

Paniğe kapılmayın! Sizi bilgilendirmek için ben buradayım.

İletişim ve yutkunma bozuklarını tek bir uzman değerlendirmemelidir. Farklı uzmanlar bu değerlendirmelerde beraber çalışmalı ve bireyin iletişim ve yutkunma becerilerini farklı açılardan tartmalılardır. Bunun en önemli nedeni iletişim ve yutkunma bozukları için bir kan testi yaptırıp olumlu veya olumsuz sonuç almak gibi basit bir bulgu sayesinde tanı konamamasıdır. İletişim ve yutkunma bozuklukları tıbbı açıdan görünmezdir diyebiliriz. Bu bozukluklara öznel bir şekilde tanı konması gerekmektedir. Ayrıca, bu bozuklukların çok geniş etki alanları vardır ve tek bir uzmanın uzmanlık alanını aşar. Bu yüzden birçok uzman beraber çalışmalıdır. Hangi uzmanların beraber çalışması gerektiği iletişim ve yutkunma bozukluğuna göre değişir. Bu konuda başvurduğunuz uzmanların size yardımcı olacağını umuyorum. Buradaki iletişim ve yutkunma bozuklukları sayfaları bu konuda size fikir verecektir.

Bir konuşma terapistinin iletişim ve yutkunma bozuklukları tespit edebilmek için uyguladıkları kapsamlı değerlendirmelerin birbiriyle ilişkili 3 ana nedeni vardır.

  1. Tanı koyma: Bilimde ‘ayırıcı tanı’ olarak da geçer çünkü burada amaç bozukluğu diğer bozukluklardan ayırarak bir tanı koymak. Genelde her bozukluğun hem zorlaştırdığı alıştırmalar hem de etkilemediği alıştırmalar vardır. Değerlendirmede bireye birçok alıştırma yaptırılır ve hangilerinde zorlandıkları ve hangilerinde zorlanmadıkları baz alınarak bireyde ne tür bir bozukluk olduğu anlaşılmaya çalışılır. Doğru tanıyı bir nevi kısa yol olarak düşünebilirsiniz. Bu tanı sayesinde bu bozukluk hakkında kendinizi bilgilendirebilirsiniz. Ayrıca, tanı sayesinde ihtiyacınız olan desteği almanız kolaylaşır.
  2. Müdahale tasarlama: İletişim ve yutkunma bozukluğu tanılarını kolaylıkla sınıflandırmak bir paket halinde düşünmek mümkün değildir. Aynı tanıya sahip olan iki bireyin iletişim ve yutkunma konusunda birbirinden farklı güçlü ve zayıf becerileri olabilir. Kapsamlı değerlendirmeler bireylerin hangi becerileri açısından müdahaleye ihtiyacı olduğunu gözler önüne serer. Böylece etkili bir müdahale tasarlanabilir. 
  3. Değişimi takip etme: Eğer müdahaleye başlamadan önce bireyin durumunu bilmezsek müdahalenin işe yarayıp yaramadığını bilmek neredeyse imkansız olacaktır. Bu açıdan kapsamlı bir değerlendirme bireyin durumunu sonradan karşılaştırabileceğimiz belirli bir tarihe atılmış çapa gibidir. Bazı bozukluklar dejeneratif (yani zamanla kötüleşen) türdendir. Bu bozuklukları da takip etmek çok önemlidir.

Değerlendirmelerde kullanan gereçler genel olarak standart ve gayriresmî araçlar olarak ikiye ayrılır. Standart ölçek her bireye aynı biçimde uygulanır ve sonuçları aynı şekilde hesaplanır. Bu yüzden standart ölçeklerin objektif (yani nesnel) olduğunu düşünebiliriz. Gayriresmî ölçekler ise konuşma terapistinin kişisel algılarına ve yorumlarına bağlıdır. O yüzden bu açıdan daha sübjektif (yani öznel) olduğunu düşünebiliriz. Ama burada unutulmaması gereken nokta şu, konuşma terapistleri alanlarında uzman kişilerdir ve onların algıları ve yorumları yıllarca sürmüş eğitim ve deneyimlere dayanmaktadır. Yani gayriresmî ölçekler de değerlidir.

Standart ölçekler yıllarca süren araştırmalara ve toplanan çok sayıda veriye dayanmaktadır. Konuşma terapisi alanı ülkemizde nispeten yeni bir alan olduğu için birçok başka ülkede olduğu kadar standart ölçeğimiz bulunmamaktadır. Ama son yıllarda bu açıdan çok yol kat ettiğimiz ve standart testlerin sayısının her geçen yıl arttığı ortadadır. Bu noktada standart testlerin önemine eğilmek istiyorum. Standart testler hem farklı terapistlerin uygulamalarını karşılaştırmak hem de aynı terapistin farklı zamanlarda yaptığı uygulamaları kıyaslamak açısından yararlıdır. Ayrıca, standart testler terapistlerin daha kapsamlı değerlendirmeler yapmasına yardımcı olur çünkü bu tarz testler çok sayıda araştırma sayesinde hazırlanmış olan ve bu nedenle de turnayı tam gözünden vuran testlerdir. Bu testler, bir terapistin kendi yarattığı gayriresmî ölçekten çok daha hızlı uygulanıp istenilen konuda tam olarak bilgi verebilir.

İki tip standart ölçek vardır. Bunlardan birincisine ‘Standart Kıyas Ölçekleri’ diyebiliriz çünkü bunlar bireyin sonuçlarını yaşıtlarının aynı ölçekten aldığı sonuçlarla karşılaştırır. Diğerine ise ‘Standart Kıstas Ölçekleri’ diyebiliriz çünkü bu ölçekler, araştırmacıların belirlemiş olduğu bir noktaya bireyin varıp varamadığına bakar. Sizlere bir örnek vereyim. Diyelim ki dil güçlüğü çekmekte olan bir çocuğumuz var. Bu çocuğun sözcük dağarcığını inceleyeceğiz. ‘Standart Kıyas Ölçeği’ kullanırsak bu bize bizim çocuğun yaşıtlarına nazaran daha az mı yoksa çok mu kelime bildiğini gösterir. ‘Standart Kıstas Ölçeği’ kullanırsak bu bize bizim çocuğumuzun bu yaşta bilmesi gereken kelimeleri bilip bilmediğini gösterir.

Gayriresmî ölçekler, standart ölçekler gibi araştırmacılar tarafından hazırlanmış ve değiştirilmesi yasak senaryoları veya materyalleri olan ölçekler değillerdir. Benim üzerinde durmak istediğim gayriresmî ölçek örneği dinamik testtir. Dinamik testler bireylerin öğrenme ve becerilerini geliştirebilme yetilerini ölçer. Özellikle standart ölçeklerin uygun olmadığı durumlarda (ör. Çift Dilli Çocuklarda Dil Güçlüğü) dinamik testler çok faydalıdır. Dinamik testte önce bireylerin becerileri hakkında bir fikir edinilir. Ardından konuşma terapisti eksik bulunan bir beceri ile ilgili bir çalışma yaptırır. Çalışmanın üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra bu eksik beceri tekrar değerlendirilir ve birey bu beceride bir gelişme gösteriyor mu tartılır. Sizin de tahmin edebileceğiniz gibi dinamik testler zaman alırlar ve sübjektif (yani öznel) oldukları bir gerçektir. Gene de bence çok faydalı ve bilgilendiricidirler.

Değerlendirme konusunda şöyle düşünebiliriz. Bir birey hayal edin. Bu birey yürüyemiyor. Yürüyemediğini bilmek yeterli bilgi mi? Şimdi ona tedavi uygulanabilir mi? Tabii ki hayır. Önce NEDEN yürüyemediğini anlamamız gerekiyor. Kemiği mi kırık, kası mı yırtılmış, ayağı su mu toplamış? Bunların hepsinin tedavisi farklıdır. Aynen bu şekilde çocuğunuz bazı sesleri söyleyemiyorsa önce değerlendirme yapılıp neden söyleyemediği anlaşılmalı ve ona göre müdahale yapılmalıdır. Son olarak değinmek isterim ki değerlendirmeler üzerine detaylı raporlar hazırlanmalıdır. Bu raporda birey neden bir konuşma terapistine yönlendirilmiş belirtilmeli ve bireyin kısaca bir tarihçesi verilmeli. Ayrıca, uygulanan her ölçek veya test özetle açıklanmalı ve sonra bireyin sonuçları verilmelidir. Bu sonuçlar yorumlanmalı ve birey için tavsiyeler verilmelidir.  Verilen tanı ve bu raporla beraber ihtiyacınız olan yardım talebinde bulunabilirsiniz. Çeşitli iletişim ve yutkunma bozuklarının değerlendirmeleri üzerine daha fazla bilgiyi ilgili sayfalarda bulabilirsiniz.

  1. »
  2. Konuşma Terapisi Hakkında
  3. »
  4. Değerlendirmelerin ve Testlerin Önemi