Çocukların bazı sesleri söyleyememelerine neden olan ikinci konuşma bozukluğu artikülasyon bozukluğudur. Buna bir nevi telaffuz bozukluğu da diyebiliriz. Artikülasyon bozukluğu olan çocuklar Beyazıt Öztürk gibi bazı harfleri söylemekte zorlanırlar. Bu bozukluğun sebebinin beynimizle alakalı olduğu yani nörolojik olduğu düşünülmektedir. Bu bozukluğu olan çocuklar bazı harfleri doğru bir şekilde söylemeyi öğrenememişlerdir. Mesela ‘r’ harfini telaffuz edemeyen bir çocuk ‘araba’ yerine ‘ayaba’ diyor olabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta çocuğun yaşıdır. Bazı harfleri öğrenmek bütün çocuklar için zordur. İki buçuk yaşındaki bir çocuğun ‘ayaba’ demesi gayet normaldir. Fakat, okula başlamış bir çocuk hala ‘ayaba’ diyorsa, bu bir bozukluk ile ilgili olabilir. Türkçe’de çocukların geç öğrendiği harflere örnek olarak ‘v’, ‘s’ ve ‘r’ harfleri verilebilir. Fakat çocuğunuz okula başlama çağına geldiği halde hala bazı harfleri doğru söylemeyi öğrenememişse, bir konuşma terapistine danışmak gerekmektedir.
Artikülasyon bozuklukların tedavisini ben araba kullanmayı öğrenmeye benzetiyorum. Araba kullanmayı hiç bilmeyen birine trafiğin ortasında ‘Al arabayı kullan’ diyemeyiz. Önce bu kişiye araba kullanma ile ilgili bilgi verilir, bomboş bir yolda araba kullandırılır ve ancak bilgi ve becerisi yeterince geliştikten sonra trafikte araba kullanması doğru olacaktır. Aynı şekilde telaffuz sorunu yaşayan bir çocuğa normal konuşma sırasında ‘Bu harfi yanlış söylüyorsun’, ‘Bak gene yanlış söyledin’ gibi telkinlerde bulunmak onlara yardımcı olmayacaktır. Hatta tam tersine onları üzüp ve utandırıp konuşmaktan soğutabilir. Telaffuz konusunda yardıma ihtiyacı olan çocuklara birine araba kullanmayı öğretmek gibi adım adım sağlam bir altyapı oluşturarak yardım etmek gerekmektedir. İlk yapılması gereken, çocuğa bu harfi tek başına söylemeyi öğretmektir. Mesela ‘r’ harfinin telaffuzunda zorluk çeken bir çocukla öncelikle ‘r’ sesini söylemek üzerine çalışılır. Çocuklar bu yaşta daha tam harfleri bilmiyor olabilirler. Bu yüzden onlara harflerin isimlerini söylemek yerine seslerle çağrışım yaparak öğretmek faydalı olacaktır. Mesela ‘r’ harfi için motor sesi, ‘s’ harfi için yılan sesi, ‘z’ harfi için arı sesi ve ‘v’ harfi için telefonun titreşme sesi tabirleri kullanılabilir. Çocuk telaffuzunda zorluk çektiği harfi tek başına ses olarak söyleyebiliyorsa bir sonraki adıma geçilir. Yani çocuğunuza her ‘haydi beraber motor sesi çıkaralım’ dediğinizde ‘rrrrrrr’ gibi bir ses çıkarabiliyorsa çocuğunuzla ikinci basamağa geçebilirsiniz. İkinci adımda bu harfi kelime içinde kullanma üzerinde çalışılır. İçinde bu harf geçen kelimeleri beraber tekrar etmek gibi çalışmalar yapılır. Ayrıca, çocuğun hata yapma konusundaki farkındalığını arttırmak için yanlış söylenen kelimeleri ayırt etmek üstünde de çalışılabilir. Ben buna ‘öğretmen olma sırası sende’ oyunu diyorum. Bu oyunda çocuğunuz öğretmen, sizse öğrencisi olursunuz. İçinde çocuğunuzun telaffuz etmekte zorluk çektiği harflerin olduğu kelimelerin bazılarını yanlış bazılarını doğru söylersiniz. Çocuğunuz da öğretmeniniz olarak bir kelimeyi yanlış söylediğinizde sizi uyarır ve doğru söylemeniz için size yardımcı olur. Üçüncü adım, telaffuzunda zorluk çektiği harfin içinde geçtiği kelimeleri kullanarak cümleler yapıp bunlar üzerinde çalışmaktır. Son olarak, normal konuşma sırasında telaffuzunda zorluk çektiği harfi doğru kullanmak üzerinde çalışılır. Böyle adım adım anlatınca kulağa sanki çok çabuk bir süreçmiş gibi geliyor. Fakat, aylar alabilecek bir süreçtir. Çocuğunuzun bir adımdan diğerine geçmesi için o adımdaki becerileri tamamen edinmiş olması gerekmektedir. Eğer çocuğunuz daha hazır olmadığı bir adımda durmadan yanlış telaffuz yapıyorsa, bu onun yanlış telaffuzunu güçlendirir ve doğru telaffuz konusunda çaba göstermeyi reddetmesine yol açabilir. Bu yüzden çocuğunuzu aceleye getirmemek önemlidir. Bir başka önemli nokta ise bu çalışmaların sıkıcı olmaması için onları eğlenceli hale getirmektir. Oyunla karışık ses çalışmaları için Kaynaklar sayfalarımıza göz atabilirsiniz.
Çocuğunuz bazı sesleri söyleyemiyor mu? Konuştuğu zaman bazı kelimeleri Türkçe değilmiş gibi mi geliyor?
Paniğe kapılmayın! Sizi bilgilendirmek için ben buradayım.
3 ana konuşma bozukluğu, çocukların bazı sesleri söyleyememelerine neden olabilir.
3 ana konuşma bozukluğundan ilki, fizikler koşullara bağlı olan konuşma bozukluklarıdır. Mesela ‘f’ harfini ele alalım. Benimle beraber beş saniye boyunca ‘f’ deyin. Başlıyoruz ‘fffffffffff’
‘f’ harfini çıkarabilmek için ne yaptık? Dudağımızı hafifçe ısırdık. Eğer çocuğunuzun ön dişleri düşmüşse ‘f’ sesini çıkarmakta zorlanabilir. Dişleri geri geldiğinde tekrar ‘f’ sesini çıkarmaya başlayacaktır. Maalesef her fiziksel sorun rahatça fark edilememektedir. Çocukların bazı sesleri söyleyebilmelerini engelleyen başka fiziksel koşullar ağız kaslarının zayıflığı olabileceği gibi dili ağız tabanına bağlayan kasın normalden daha kısa oluşu da olabilir. Ağız kaslarının zayıf olması çocukların halk tabiriyle ‘geveleyerek konuşmalarına’ yol açabilir. Dili ağız tabanına bağlayan kasın normalden daha kısa oluşu ‘l’ gibi dilimizi fazla hareket ettirerek çıkardığımız harfleri söyleme konusunda zorluk yaratır.
Konuşma terapistlerine ses bozukluğu nedeniyle gittiğinizde yapacakları ilk şey çocuğunuzun ağız yapılarını muayene etmek olacaktır. Bu muayene sayesinde çocuğunuzun bazı sesleri söylemelerini engelleyen fiziksel koşullar olup olmadığını tartacaklardır. Fiziksel koşullara bağlı konuşma bozukluklarının tedavilerini özetlemek zordur çünkü tedaviler tamamen sorun yaratan fiziksel koşulara bağlıdır.
Çocukların bazı sesleri söyleyememelerine neden olan ikinci konuşma bozukluğu artikülasyon bozukluğudur. Buna bir nevi telaffuz bozukluğu da diyebiliriz. Artikülasyon bozukluğu olan çocuklar Beyazıt Öztürk gibi bazı harfleri söylemekte zorlanırlar. Bu bozukluğun sebebinin beynimizle alakalı olduğu yani nörolojik olduğu düşünülmektedir. Bu bozukluğu olan çocuklar bazı harfleri doğru bir şekilde söylemeyi öğrenememişlerdir. Mesela ‘r’ harfini telaffuz edemeyen bir çocuk ‘araba’ yerine ‘ayaba’ diyor olabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta çocuğun yaşıdır. Bazı harfleri öğrenmek bütün çocuklar için zordur. İki buçuk yaşındaki bir çocuğun ‘ayaba’ demesi gayet normaldir. Fakat, okula başlamış bir çocuk hala ‘ayaba’ diyorsa, bu bir bozukluk ile ilgili olabilir. Türkçe’de çocukların geç öğrendiği harflere örnek olarak ‘v’, ‘s’ ve ‘r’ harfleri verilebilir. Fakat çocuğunuz okula başlama çağına geldiği halde hala bazı harfleri doğru söylemeyi öğrenememişse, bir konuşma terapistine danışmak gerekmektedir.
Artikülasyon bozuklukların tedavisini ben araba kullanmayı öğrenmeye benzetiyorum. Araba kullanmayı hiç bilmeyen birine trafiğin ortasında ‘Al arabayı kullan’ diyemeyiz. Önce bu kişiye araba kullanma ile ilgili bilgi verilir, bomboş bir yolda araba kullandırılır ve ancak bilgi ve becerisi yeterince geliştikten sonra trafikte araba kullanması doğru olacaktır. Aynı şekilde telaffuz sorunu yaşayan bir çocuğa normal konuşma sırasında ‘Bu harfi yanlış söylüyorsun’, ‘Bak gene yanlış söyledin’ gibi telkinlerde bulunmak onlara yardımcı olmayacaktır. Hatta tam tersine onları üzüp ve utandırıp konuşmaktan soğutabilir. Telaffuz konusunda yardıma ihtiyacı olan çocuklara birine araba kullanmayı öğretmek gibi adım adım sağlam bir altyapı oluşturarak yardım etmek gerekmektedir. İlk yapılması gereken, çocuğa bu harfi tek başına söylemeyi öğretmektir. Mesela ‘r’ harfinin telaffuzunda zorluk çeken bir çocukla öncelikle ‘r’ sesini söylemek üzerine çalışılır. Çocuklar bu yaşta daha tam harfleri bilmiyor olabilirler. Bu yüzden onlara harflerin isimlerini söylemek yerine seslerle çağrışım yaparak öğretmek faydalı olacaktır. Mesela ‘r’ harfi için motor sesi, ‘s’ harfi için yılan sesi, ‘z’ harfi için arı sesi ve ‘v’ harfi için telefonun titreşme sesi tabirleri kullanılabilir. Çocuk telaffuzunda zorluk çektiği harfi tek başına ses olarak söyleyebiliyorsa bir sonraki adıma geçilir. Yani çocuğunuza her ‘haydi beraber motor sesi çıkaralım’ dediğinizde ‘rrrrrrr’ gibi bir ses çıkarabiliyorsa çocuğunuzla ikinci basamağa geçebilirsiniz. İkinci adımda bu harfi kelime içinde kullanma üzerinde çalışılır. İçinde bu harf geçen kelimeleri beraber tekrar etmek gibi çalışmalar yapılır. Ayrıca, çocuğun hata yapma konusundaki farkındalığını arttırmak için yanlış söylenen kelimeleri ayırt etmek üstünde de çalışılabilir. Ben buna ‘öğretmen olma sırası sende’ oyunu diyorum. Bu oyunda çocuğunuz öğretmen, sizse öğrencisi olursunuz. İçinde çocuğunuzun telaffuz etmekte zorluk çektiği harflerin olduğu kelimelerin bazılarını yanlış bazılarını doğru söylersiniz. Çocuğunuz da öğretmeniniz olarak bir kelimeyi yanlış söylediğinizde sizi uyarır ve doğru söylemeniz için size yardımcı olur. Üçüncü adım, telaffuzunda zorluk çektiği harfin içinde geçtiği kelimeleri kullanarak cümleler yapıp bunlar üzerinde çalışmaktır. Son olarak, normal konuşma sırasında telaffuzunda zorluk çektiği harfi doğru kullanmak üzerinde çalışılır. Böyle adım adım anlatınca kulağa sanki çok çabuk bir süreçmiş gibi geliyor. Fakat, aylar alabilecek bir süreçtir. Çocuğunuzun bir adımdan diğerine geçmesi için o adımdaki becerileri tamamen edinmiş olması gerekmektedir. Eğer çocuğunuz daha hazır olmadığı bir adımda durmadan yanlış telaffuz yapıyorsa, bu onun yanlış telaffuzunu güçlendirir ve doğru telaffuz konusunda çaba göstermeyi reddetmesine yol açabilir. Bu yüzden çocuğunuzu aceleye getirmemek önemlidir. Bir başka önemli nokta ise bu çalışmaların sıkıcı olmaması için onları eğlenceli hale getirmektir. Oyunla karışık ses çalışmaları için Kaynaklar sayfalarımıza göz atabilirsiniz.
Çocukların bazı sesleri söyleyememelerine neden olan üçüncü konuşma bozukluğu ses olayları bozukluğudur. Türkçemiz çok ilginç ve öğrenmesi zor bir dil. Yabancıların öğrenmekte zorlandığı şeylerden biri de ünsüz yumuşaması veya ünlü düşmesi gibi Türkçedeki ses olaylarıdır. Bunları ilkokulda görmüş olabilirsiniz. Mesela ‘de’ ekini ‘çiçek’ kelimesine eklersek ‘te’ olur yani ‘çiçekte’ deriz. Veya ‘benim karnım’ dediğimizde ‘karın’ kelimesindeki ‘ı’ harfini düşürüyoruz. Bu tür ses olayları Türkçenin bir parçasıdır ve çocuklar bu kuralları doğal gelişim sırasında öğrenirler. Bazı çocuklar kendi kendilerine Türkçede bulunmayan ses olayları üretip onlara göre konuşurlar. Mesela, bir çocuk kelimelerin sonunda ünsüz harf olmaz diye bir kural üretirse ‘kuzu’, ‘mavi’ ve ‘elma’ gibi kelimeleri normal söyler ama ‘köpek’ yerine ‘köpe’, ‘süt’ yerine ‘sü’ ve ‘top’ yerine ‘to’ der. Konuşmayı yeni öğrenen çocuklar buna benzeyen hatalar yapabilir ama okul çağına geldiklerinde bu tarz hataları hala yapmamaları gerekmektedir. Bu tarz hataları fark etmek artikülasyon hatalarını fark etmekten daha zordur çünkü bir harfi telaffuz etmekte zorlanan çocuk o harfi her zaman söylemekte zorlanıyordur fakat ses olayı bozukluğu olan çocukların yaptıkları hatalar daha karmaşıktır. Biraz önce örnek olarak verdiğim, kelimelerin sonunda ünsüz harf olmaz diye bir kural üreten çocuk ‘top’ yerine ‘to’ dediğinde acaba ‘p’ harfini söylemekte mi zorlanıyor diye düşünebilirsiniz ama sonra ‘pembe’ kelimesini gayet iyi bir şekilde söylediğinde aklınız karışabilir. Bana bu konuda danışan ebeveynler ‘çocuğumun konuştuğunu anlamakta zorluk çekiyoruz’ veya ‘çocuğum bir garip konuşuyor’ gibi şikayetlerle geliyorlar. Bu bozukluk Türkiye’de daha az bilindiği için ebeveynlerde şaşkınlık ve çaresizlik yaratabilir. Bu duygular için en iyi çözüm bir konuşma terapistine danışmaktır. Danıştığınız konuşma terapisti çocuğunuzun uydurduğu Türkçeye uymayan kuralları belli ölçeklerle ve testlerle bulabilir. Çocuğunuzun uydurduğu kurallar belirlendikten sonra çocuğunuza bol örneklerle bu kuralların yanlış olduğunu öğretmek gerekmektedir. Önce kelime seviyesinde bol bol örnek yapılarak kelimelerin doğru söyleme şekilleri üzerinde çalışarak çocuğunuzun uydurduğu kuralları daha az kullanması sağlanacaktır. Çocuğunuz kelimeleri tek başına söylerken bu yanlış kuralları kullanmayı bıraktığı zaman cümle seviyesine geçilir. En son olarak günlük konuşmada bu uyduruk kuralları kullanmamak üzerine çalışılır. Kelime seviyesinden konuşma seviyesine yavaş yavaş sağlam adımlarla geçilmelidir.
Çocuğunuzun Türkçeleri sesleri söyleme becerilerini Sesletim Tarama Testi ile kontrol edebilirsiniz.
Bu test resmî bir test değildir. Size çocuğunuzun Türkçedeki sesleri söyleme becerileri hakkında genel bir bakış sağlamak için hazırlanmıştır. Son olarak sizlere şunu hatırlatmak isterim. Bazı sesleri söyleyemeyen çocuğunuz uygun tedavi ile konuşma bozukluğunu büyük ölçüde giderebilir. Böyle bir sorunla karşı karşıya olduğunuzu düşünüyorsanız vakit kaybetmeden bir konuşma terapistine başvurmanızda fayda var çünkü tedaviye ne kadar erken başlanırsa iyileşme süreci de o kadar hızlı olacaktır ayrıca çocuğunuzun arkadaş edinmesi ve sosyal becerilerinin gelişmesi açısından da bu durum önem taşımaktadır.