Çocukların bazı sesleri söyleyememelerine neden olan üçüncü konuşma bozukluğu ses olayları bozukluğudur. Türkçemiz çok ilginç ve öğrenmesi zor bir dil. Yabancıların öğrenmekte zorlandığı şeylerden biri de ünsüz yumuşaması veya ünlü düşmesi gibi Türkçedeki ses olaylarıdır. Bunları ilkokulda görmüş olabilirsiniz. Mesela ‘de’ ekini ‘çiçek’ kelimesine eklersek ‘te’ olur yani ‘çiçekte’ deriz. Veya ‘benim karnım’ dediğimizde ‘karın’ kelimesindeki ‘ı’ harfini düşürüyoruz. Bu tür ses olayları Türkçenin bir parçasıdır ve çocuklar bu kuralları doğal gelişim sırasında öğrenirler. Bazı çocuklar kendi kendilerine Türkçede bulunmayan ses olayları üretip onlara göre konuşurlar. Mesela, bir çocuk kelimelerin sonunda ünsüz harf olmaz diye bir kural üretirse ‘kuzu’, ‘mavi’ ve ‘elma’ gibi kelimeleri normal söyler ama ‘köpek’ yerine ‘köpe’, ‘süt’ yerine ‘sü’ ve ‘top’ yerine ‘to’ der. Konuşmayı yeni öğrenen çocuklar buna benzeyen hatalar yapabilir ama okul çağına geldiklerinde bu tarz hataları hala yapmamaları gerekmektedir. Bu tarz hataları fark etmek artikülasyon hatalarını fark etmekten daha zordur çünkü bir harfi telaffuz etmekte zorlanan çocuk o harfi her zaman söylemekte zorlanıyordur fakat ses olayı bozukluğu olan çocukların yaptıkları hatalar daha karmaşıktır. Biraz önce örnek olarak verdiğim, kelimelerin sonunda ünsüz harf olmaz diye bir kural üreten çocuk ‘top’ yerine ‘to’ dediğinde acaba ‘p’ harfini söylemekte mi zorlanıyor diye düşünebilirsiniz ama sonra ‘pembe’ kelimesini gayet iyi bir şekilde söylediğinde aklınız karışabilir. Bana bu konuda danışan ebeveynler ‘çocuğumun konuştuğunu anlamakta zorluk çekiyoruz’ veya ‘çocuğum bir garip konuşuyor’ gibi şikayetlerle geliyorlar. Bu bozukluk Türkiye’de daha az bilindiği için ebeveynlerde şaşkınlık ve çaresizlik yaratabilir. Bu duygular için en iyi çözüm bir konuşma terapistine danışmaktır. Danıştığınız konuşma terapisti çocuğunuzun uydurduğu Türkçeye uymayan kuralları belli ölçeklerle ve testlerle bulabilir. Çocuğunuzun uydurduğu kurallar belirlendikten sonra çocuğunuza bol örneklerle bu kuralların yanlış olduğunu öğretmek gerekmektedir. Önce kelime seviyesinde bol bol örnek yapılarak kelimelerin doğru söyleme şekilleri üzerinde çalışarak çocuğunuzun uydurduğu kuralları daha az kullanması sağlanacaktır. Çocuğunuz kelimeleri tek başına söylerken bu yanlış kuralları kullanmayı bıraktığı zaman cümle seviyesine geçilir. En son olarak günlük konuşmada bu uyduruk kuralları kullanmamak üzerine çalışılır. Kelime seviyesinden konuşma seviyesine yavaş yavaş sağlam adımlarla geçilmelidir.
Çocukların bazı sesleri söyleyememelerine neden olan üçüncü konuşma bozukluğu ses olayları bozukluğudur. Türkçemiz çok ilginç ve öğrenmesi zor bir dil. Yabancıların öğrenmekte zorlandığı şeylerden biri de ünsüz yumuşaması veya ünlü düşmesi gibi Türkçedeki ses olaylarıdır. Bunları ilkokulda görmüş olabilirsiniz. Mesela ‘de’ ekini ‘çiçek’ kelimesine eklersek ‘te’ olur yani ‘çiçekte’ deriz. Veya ‘benim karnım’ dediğimizde ‘karın’ kelimesindeki ‘ı’ harfini düşürüyoruz. Bu tür ses olayları Türkçenin bir parçasıdır ve çocuklar bu kuralları doğal gelişim sırasında öğrenirler. Bazı çocuklar kendi kendilerine Türkçede bulunmayan ses olayları üretip onlara göre konuşurlar. Mesela, bir çocuk kelimelerin sonunda ünsüz harf olmaz diye bir kural üretirse ‘kuzu’, ‘mavi’ ve ‘elma’ gibi kelimeleri normal söyler ama ‘köpek’ yerine ‘köpe’, ‘süt’ yerine ‘sü’ ve ‘top’ yerine ‘to’ der. Konuşmayı yeni öğrenen çocuklar buna benzeyen hatalar yapabilir ama okul çağına geldiklerinde bu tarz hataları hala yapmamaları gerekmektedir. Bu tarz hataları fark etmek artikülasyon hatalarını fark etmekten daha zordur çünkü bir harfi telaffuz etmekte zorlanan çocuk o harfi her zaman söylemekte zorlanıyordur fakat ses olayı bozukluğu olan çocukların yaptıkları hatalar daha karmaşıktır. Biraz önce örnek olarak verdiğim, kelimelerin sonunda ünsüz harf olmaz diye bir kural üreten çocuk ‘top’ yerine ‘to’ dediğinde acaba ‘p’ harfini söylemekte mi zorlanıyor diye düşünebilirsiniz ama sonra ‘pembe’ kelimesini gayet iyi bir şekilde söylediğinde aklınız karışabilir. Bana bu konuda danışan ebeveynler ‘çocuğumun konuştuğunu anlamakta zorluk çekiyoruz’ veya ‘çocuğum bir garip konuşuyor’ gibi şikayetlerle geliyorlar. Bu bozukluk Türkiye’de daha az bilindiği için ebeveynlerde şaşkınlık ve çaresizlik yaratabilir. Bu duygular için en iyi çözüm bir konuşma terapistine danışmaktır. Danıştığınız konuşma terapisti çocuğunuzun uydurduğu Türkçeye uymayan kuralları belli ölçeklerle ve testlerle bulabilir. Çocuğunuzun uydurduğu kurallar belirlendikten sonra çocuğunuza bol örneklerle bu kuralların yanlış olduğunu öğretmek gerekmektedir. Önce kelime seviyesinde bol bol örnek yapılarak kelimelerin doğru söyleme şekilleri üzerinde çalışarak çocuğunuzun uydurduğu kuralları daha az kullanması sağlanacaktır. Çocuğunuz kelimeleri tek başına söylerken bu yanlış kuralları kullanmayı bıraktığı zaman cümle seviyesine geçilir. En son olarak günlük konuşmada bu uyduruk kuralları kullanmamak üzerine çalışılır. Kelime seviyesinden konuşma seviyesine yavaş yavaş sağlam adımlarla geçilmelidir.