Kekemelikten mi şikayetçisiniz? Belki de bir yakınınız kekemelikten şikayetçi ve onun için kendinizi bu konuda bilgilendirmek istiyorsunuzdur! Kekemeliğe kesin çözüm diye ortalıkta gezen sahtekarlardan dolayı ne yapacağınızı kime güveneceğinizi şaşırmış da olabilirsiniz!
Paniğe kapılmayın! Sizi bilgilendirmek için ben buradayım.
İstanbul’da nereye baksak kekeme merkezleri görmeye alıştık galiba. 2 haftada kekemeliğe son diye her yere reklam veriyorlar. Bunların hepsinin sahtekar olduğunu bilmenizi isterim. Hiçbir iletişim bozukluğu iki haftada tamamen tedavi edilemez. Sizlerden ricam lütfen danıştığınız uzmanların eğitimlerine dikkat edin. Dil ve konuşma terapisi bölümünden mezun olan uzmanlar kekemelik konusunda size yardım etmeye en uygun kişilerdir. Lafı biraz fazla uzattım galiba. Ben konuya gireyim artık.
Kekemeliğe ‘akıcı konuşma bozuklukları’ da denmektedir. Kekelemek konuşurken söz akışının herhangi bir şekilde bozulmasıdır. Kekemelik deyince aklınıza gelebilecek örneklerden biri Halit Akçatepe’nin Gülen Gözler filmindeki karakteri olabilir. Bu karakterin ünlü bir lafı var ‘Aşk dediğin kuru lafla olmaz’ diye. Bu film boyunca Halit Amcamız konuşurken bir harfte takılma türündeki kekemeliğe örnek veriyor. Fakat, başka tür kekemelikler de vardır. Sizlere farklı türde kekemelikleri aşağıda anlatıyorum.
– Bir harfte takılma: Kekemelik denince genelde düşünülen örnek bu türde olur. Bir harfi bir kaç kere tekrarlamak gibi. Halit Amcamızın dediği gibi ‘A-a-aş-ş-k dediğin k-kuru lafla olmaz.’
– Bir harfi uzatma: Bu tür kekemelikte bir harf gereğinden fazla uzatılır. Eğer demin verdiğim cümleyi tekrar örnek olarak kullanırsak ‘Aşşşşşşşşk dediğiiiinnnnn kurrru lafla olmmmaz.’
– Konuşurken uygunsuz duraklama: Bu tür kekemelikte konuşurken zamansız şekilde ve fazlasıyla duraklamalar olur. Mesela, ‘Aşk. Dediğin kuru lafla. Olmaz’ gibi bir örnekte hem ‘aşk’ hem ‘lafla’ kelimelerinden sonra konuşmacı duraklamıştır ve cümlenin akışı bozulmuştur. Bazen duraklamak yerine ‘ııı’ denebilir. Mesela, ‘Aşk ııııııı dediğin kuru lafla ııııııı olmaz.’ gibi.
Peki kekeleyen biriyle karşılaşırsanız ne yapmalısınız? Kekeleyen biriyle iletişim kurarken yapmanız gerekenler (Gillam, Marquardt ve Martin’in kitabından alınmıştır):
– Doğal göz temasınızı koruyun.
– Onun lafını bitirmeye çalışmayın.
– Onun lafını kesmeyin.
– Ne dediğine dikkat edin nasıl dediğine değil.
– Cevap vermeden önce bir saniye bekleyin.
– Karşınızdaki insanı kekemelik hakkında duyduğunuz asılsız laflara göre tartmayın.
Kekemelik gelişimsel (büyürken ortaya çıkmış) veya sonradan kazanılmış (genelde belirli bir olaydan sonra) olabilir. Sonradan kazanılmış kekemelik çok nadirdir. Kekemelik çoğunlukla gelişimseldir. Gelişimsel kekemeliğin nedeni tam olarak bilinmemektedir ama genetiğin bir faktör olabileceği düşünülmektedir çünkü kekeleyen bireylerin yarısından fazlasının kekeleyen bir akrabası vardır. Kekemelik aslında dil gelişiminin doğal bir parçasıdır. Dört yaşındaki çocukların kekelemesi gayet normaldir. Bu çocukların büyük bir kısmı birkaç sene içerisinde kendi kendilerine kekelemeyi bırakacaklardır.
Kekemelik konusunda çok önemli bir noktaya değinmek istiyorum. Herkes biraz kekeler. Hattı bazı durumlarda özellikle daha fazla kekeleyebiliriz. Kekelemek bir dili konuşmanın doğal bir parçasıdır. Genelde beynimiz ağzımıza yetişemediğinde olur. Mesela, bir kelime aklımıza gelmez ve konuşmamız takılır. Önemli olan ne kadar sıklıkla kekelediğimiz ve bunun hayatımızı ne kadar etkilediğidir. Başka bir sayfada bahsettiğim gibi ben de İngilizce konuşurken sıkça kekeleyebiliyorum. Ama ben bunun hayatımı kötü etkilediğini düşünmüyorum o yüzden üzerinde hiç durmadım. Kekemelikte en önemli nokta bunun hayatınız üzerindeki etkisi. Eğer kekemelik yüzünden olumsuz deneyimler yaşıyorsanız ve daha akıcı bir şekilde konuşmak istiyorsanız bir konuşma terapistine danışabilirsiniz.
Gillam, Ronald Bradley, Thomas P. Marquardt, Frederick N. Martin (2010) Communication Sciences and Disorders: From Science to Clinical Practice. Sudbury: Jones and Bartlett Learning.
Kekemelikten mi şikayetçisiniz? Belki de bir yakınınız kekemelikten şikayetçi ve onun için kendinizi bu konuda bilgilendirmek istiyorsunuzdur! Kekemeliğe kesin çözüm diye ortalıkta gezen sahtekarlardan dolayı ne yapacağınızı kime güveneceğinizi şaşırmış da olabilirsiniz!
Paniğe kapılmayın! Sizi bilgilendirmek için ben buradayım.
İstanbul’da nereye baksak kekeme merkezleri görmeye alıştık galiba. 2 haftada kekemeliğe son diye her yere reklam veriyorlar. Bunların hepsinin sahtekar olduğunu bilmenizi isterim. Hiçbir iletişim bozukluğu iki haftada tamamen tedavi edilemez. Sizlerden ricam lütfen danıştığınız uzmanların eğitimlerine dikkat edin. Dil ve konuşma terapisi bölümünden mezun olan uzmanlar kekemelik konusunda size yardım etmeye en uygun kişilerdir. Lafı biraz fazla uzattım galiba. Ben konuya gireyim artık.
Kekemeliğe ‘akıcı konuşma bozuklukları’ da denmektedir. Kekelemek konuşurken söz akışının herhangi bir şekilde bozulmasıdır. Kekemelik deyince aklınıza gelebilecek örneklerden biri Halit Akçatepe’nin Gülen Gözler filmindeki karakteri olabilir. Bu karakterin ünlü bir lafı var ‘Aşk dediğin kuru lafla olmaz’ diye. Bu film boyunca Halit Amcamız konuşurken bir harfte takılma türündeki kekemeliğe örnek veriyor. Fakat, başka tür kekemelikler de vardır. Sizlere farklı türde kekemelikleri aşağıda anlatıyorum.
– Bir harfte takılma: Kekemelik denince genelde düşünülen örnek bu türde olur. Bir harfi bir kaç kere tekrarlamak gibi. Halit Amcamızın dediği gibi ‘A-a-aş-ş-k dediğin k-kuru lafla olmaz.’
– Bir harfi uzatma: Bu tür kekemelikte bir harf gereğinden fazla uzatılır. Eğer demin verdiğim cümleyi tekrar örnek olarak kullanırsak ‘Aşşşşşşşşk dediğiiiinnnnn kurrru lafla olmmmaz.’
– Konuşurken uygunsuz duraklama: Bu tür kekemelikte konuşurken zamansız şekilde ve fazlasıyla duraklamalar olur. Mesela, ‘Aşk. Dediğin kuru lafla. Olmaz’ gibi bir örnekte hem ‘aşk’ hem ‘lafla’ kelimelerinden sonra konuşmacı duraklamıştır ve cümlenin akışı bozulmuştur. Bazen duraklamak yerine ‘ııı’ denebilir. Mesela, ‘Aşk ııııııı dediğin kuru lafla ııııııı olmaz.’ gibi.
Peki kekeleyen biriyle karşılaşırsanız ne yapmalısınız? Kekeleyen biriyle iletişim kurarken yapmanız gerekenler (Gillam, Marquardt ve Martin’in kitabından alınmıştır):
– Doğal göz temasınızı koruyun.
– Onun lafını bitirmeye çalışmayın.
– Onun lafını kesmeyin.
– Ne dediğine dikkat edin nasıl dediğine değil.
– Cevap vermeden önce bir saniye bekleyin.
– Karşınızdaki insanı kekemelik hakkında duyduğunuz asılsız laflara göre tartmayın.
Kekemelik gelişimsel (büyürken ortaya çıkmış) veya sonradan kazanılmış (genelde belirli bir olaydan sonra) olabilir. Sonradan kazanılmış kekemelik çok nadirdir. Kekemelik çoğunlukla gelişimseldir. Gelişimsel kekemeliğin nedeni tam olarak bilinmemektedir ama genetiğin bir faktör olabileceği düşünülmektedir çünkü kekeleyen bireylerin yarısından fazlasının kekeleyen bir akrabası vardır. Kekemelik aslında dil gelişiminin doğal bir parçasıdır. Dört yaşındaki çocukların kekelemesi gayet normaldir. Bu çocukların büyük bir kısmı birkaç sene içerisinde kendi kendilerine kekelemeyi bırakacaklardır.
Kekemelik konusunda çok önemli bir noktaya değinmek istiyorum. Herkes biraz kekeler. Hattı bazı durumlarda özellikle daha fazla kekeleyebiliriz. Kekelemek bir dili konuşmanın doğal bir parçasıdır. Genelde beynimiz ağzımıza yetişemediğinde olur. Mesela, bir kelime aklımıza gelmez ve konuşmamız takılır. Önemli olan ne kadar sıklıkla kekelediğimiz ve bunun hayatımızı ne kadar etkilediğidir. Başka bir sayfada bahsettiğim gibi ben de İngilizce konuşurken sıkça kekeleyebiliyorum. Ama ben bunun hayatımı kötü etkilediğini düşünmüyorum o yüzden üzerinde hiç durmadım. Kekemelikte en önemli nokta bunun hayatınız üzerindeki etkisi. Eğer kekemelik yüzünden olumsuz deneyimler yaşıyorsanız ve daha akıcı bir şekilde konuşmak istiyorsanız bir konuşma terapistine danışabilirsiniz.
Gillam, Ronald Bradley, Thomas P. Marquardt, Frederick N. Martin (2010) Communication Sciences and Disorders: From Science to Clinical Practice. Sudbury: Jones and Bartlett Learning.